Akşener’in “Öcalan” iddiasının ardından Bakan Bozdağ rahatladı: Belgeleri yayınlamazsa tedvir edeceğim
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, geçtiğimiz günlerde katıldığı bir canlı yayında PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmek üzere İmralı’ya heyet gönderildiğini iddia ederek, “Az önce İmralı’ya adam gönderdiler, yardım istediler. Kimin olduğunu biliyorum. Gönderdim. Siyasetçi olsa hemen adını söylerim. Yargıdan birini göndermişler” dedi.
BOZDAĞ’DAN DİNLENME: YAYINLANMAZSA HİZMET VERECEĞİM
Büyük ses getiren bu iddiayla ilgili Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’dan bir açıklama geldi. CNN Türk canlı yayınındaki tezlere yanıt veren Bakan Bozdağ, “Yalan söylüyorlar. Belgeleri var dedikleri kısımlar, teknik heyetler zaman zaman orada geçiriyor. Böyle bir atama üzerine yapılan işi çarpıtıyorlar. İşi alıyorlar. , teknik ödevler, Öcalan’la alakası olmayan yazışmalar, Öcalan’la alakası olmayan işleri almak, teknik ödevler, yazışmalar. O belgelerde ne yazdığını biliyorum. Bu bir ahlaki sorundur. Çok şey var. Teknik ekip oraya gidiyor. Bunun Öcalan’la bir ilgisi yok. O hakimin adını açıklayın. O belgeleri yayınlamazlarsa yarın basına vereceğim. Yayınlamaya davet ediyorum” dedi. dedi.
Bakan Bozdağ’ın konuşmasından satır başları şöyle:
“Türkiye’de seçimler sadece Türk halkı tarafından değerlendirilmiyor. Yurtdışında da yakından takip ediliyor. Birçok çevre müdahale için farklı tavırlar sergiliyor. The Economist bunlardan biri. Amaç Türkiye’nin seçimine müdahale girişimidir. Yapılmayacaktır.” Türkiye’nin seçimini yapın yoksa milletvekillerini Washington seçmeyecek, milletimiz seçecek.
“AK PARTİ ŞANLIURFA’NIN İLK TERCİHİ”
Şanlıurfa’daki Kürt kardeşlerimizin birinci tercihi AK Parti Cumhurbaşkanımız Erdoğan’dır. Şanlıurfa’da rastgele bir sorun, sıkıntı yok. Buradaki herkesin birinci partisi AK Parti, cumhurbaşkanı adayı ise Sayın Erdoğan. Emek ve Özgürlük İttifakı’nın Kılıçdaroğlu’na verdiği destek birlik olduklarını gösteriyor. Mithat Sancar, ‘Hedeflerimiz ortak’ dedi. Verdikleri o açıklamalarda bazı sözler çıkıyor. Kılıçdaroğlu’nu da arıyorlar, bize verdiğiniz sözleri anlatın diyorlar. Buradan Kılıçdaroğlu’nu taahhütleriniz ve birleştiğiniz konuların neler olduğunu sormaya davet ediyorum.
SİRRİ SÜREYYA ÖNDER’İN AÇIKLAMALARI
Tecrübeli birisi CHP’nin kodlarını bilir. Orada cesur irade olmadığını en iyi o bilir. Leyla Zana’nın, Hatip Dicle’nin yaşadıklarına herkes şahittir. HDP ile yan yana fotoğraf çektirmekten korkan CHP, şimdi de giden taahhütlerde bulunuyor ve bunu açıklamaya korkuyor. Şimdi Önder’e seslenmek istiyorum, taahhütlerini açıklamayan biri çözüm sürecini başlatma cesaretini gösterebilir mi? Cumhurbaşkanımız milli birlik sürecini başlatırken baldıran zehrini biz içtik dedi ve yürüttü. Önder, Kılıçdaroğlu’nun o kadar cesareti olmadığını biliyor. Kılıçdaroğlu onlara kapalı kapılar ardında söylediği sözleri açıklasın. HDP’nin kendisi, Cumhurbaşkanımıza olan nefretini kamufle etmek için başka şeyler söylüyor.
KILIÇDAROĞLU’NUN SÖZLERİ, 17-25 ARALIK
Yıllar sonra Cumhurbaşkanımıza komplo kurulduğunu ve o kasetlerin kurmaca olduğunu itiraf etti. Kendisinin de bu komployu desteklediğini itiraf etti. Soruşturmalar oldu, ifşa etmek suç iken Kılıçdaroğlu o kasetleri getirip bandoda çaldırdı ki millete gerçekmiş gibi gösterdiler. Bu da onun bir zamanlar Türk milletini aldattığını gösteriyor. Sayın Kılıçdaroğlu’nu aldattığı Türk halkından özür dilemeye davet ediyorum. Özür dilemek, temel ahlaki kuralların bir gereğidir.
SES KAYDI İDDİALARI
Solomon’un beyni başka bir konudur. Bunu ona sorarsanız daha doğru olur. Kılıçdaroğlu’nun büyükelçiliklerle görüştüğü sır değil. Yurtdışına sadece büyükelçilerle gitmedi, orada açık toplantılar yaptı, saatler kaybetti. Görünen kısım ve görünmeyen kısım vardır. CHP’li büyükelçilere ziyaret olduğu sır değil. Belediye başkanları balıkçıda yemek yedi. Görüşmeler normal ama görüşmelerdeki konuların normal olup olmadığına bakmak lazım. Bunun ne anlama geldiğini Biden’ın kendi kampanyası sırasında Türkiye’deki seçimlere müdahale etmesinden sonra görüyoruz. The Economist’in manşeti ortada. Bazı temsilciler bunu ABD’nin kendi tercihi, CHP’yi ise doğal müttefiki olarak görüyor. “Bu bizim seçimimiz, senin derdin ne?” desinler. Konuştuk, seçim konuşmadık, desinler. Türkiye’deki seçimlere müdahale etmeye çalışan büyükelçiler olduğu açıktır.”